Planlı yaşamak devrimciliğin en önemli özelliğidir
Her birimiz hayatımızda kullandığımız sözcükleri incelediğimizde klişe kelimelerin ya da cümlelerin günlük yaşantımızda çok sık bir yer tuttuğunu görebiliriz. Bu, esasında olumsuz bir durumdur çünkü klişe olan kelimeler veya cümleler ya gerçek anlamlarından kopartılarak bilincimizde yer eder ya da pratikte uygulamadığımızdan/uygulanmadığından kaynaklı söylenilenle yapılan arasında fark en başta kendimize olan güvensizliği büyütmekten öte bir anlam taşımaz. Planlı yaşamak mevzusu da bizim klişe cümlelerimizden birisidir.
Örgütümüzün hedefleri, talepleri ortadadır. Yeni demokrasinin bu ülke topraklarında yaşam bulması, ezilen, yoksul milyonlarla ifade edilen halkımızın yaşam standartlarında köklü değişiklerinin olması, bizlerin iş güvencesinin olması, bilimsel, anadilde, parasız eğitim hakkına kavuşmamız ve daha nicesi taleplerimiz arasında yer alıyor. Programımızdaki taleplerimizin birisinin dahi yaşam bulması için yüksek düzeyde bir mücadele hattının oturtulması gerektiği açıktır. En basit örnek bugün Kürt gençliğinin anadilde eğitim hakkı için yürüttüğü mücadelede ortaya konan çaba ve ödenen bedeller ortadadır.
Yüksek bir mücadele hattından kastımız, ajitasyon/propaganda çalışmalarımızın politik niteliğinin yükseltilmesi, kapsamının genişletilmesi ve en geniş kitleye ulaşılmasıdır. Bütün bunları düşündüğümüzde yaşamda planlar yapmamızın önemi ortaya çıkacaktır.
Zaman kavramı
Bir devrimcinin hayatında en önemli kavramlardan birisi de “zaman” olmalıdır. Zamanın verimsiz geçirilmesi, boş geçirilmesinin önüne geçmek önemlidir. İnsan ömrünün kısıtlı bir zaman dilimini ifade ettiğini ve hedeflerimizi de sınırlı ömrü olan insanlarla gerçekleştireceğimizi düşündüğümüzde, zamanın verimli kullanılması olmazsa olmazdır. Buradaki kastımız devrimci gençlerin zamanı daha verimli kullanarak hem kendimize hem de halkımıza karşı sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gerektiğini hatırlatmaktır.
Halkımızın bilincinin geriliği üzerinden iktidarını sürdüren gerici sınıfları alt etmek en temel görevimizdir. Bunu yapabilmek için halkımızın siyasal bilincini ileriye taşımaktan başka çaremiz de bulunmamaktadır. Bunu da boş zaman kavramanı ortadan kaldırarak, düşüncemizde daha ileri bir aşamaya ulaşarak gerçekleştirebiliriz. Bunun da gerçekleşmesi yaşamın ne kadar planlı geçirildiğiyle alakalıdır.
Devrimci bir bireyin özelliklerinden birisi birkaç konuda uzman ancak birçok konuda bilgili olmasıdır. Bunun için her birimizin kişilik yapımızın ve bilinç düzeyimizin çok yönlü olması gerekir. Bilgimizi arttırmanın, bunu mücadelede kullanmanın yararları büyüktür. Herkesin bilinç düzeyinin hemen hemen aynı olduğu, yeteneklerinin üç aşağı beş yukarı aynı olduğu bir örgütlenme iyi bir örgütlenme değildir. Bunu değiştirmek için kendimizi geliştirmemiz gereklidir.
Planlı yaşamak bizi hedeflerimize daha fazla yaklaştıracaktır. Hedefe doğru attığımız her adım bizim sınıf mücadelesindeki motivasyonumuzu arttıracaktır. Motivasyonumuzun artması, sınıf mücadelesindeki görevlerimize dört elle sarılmamıza, aldığımız sorumlulukları daha yaratıcı bir şekilde yaşama geçirme olanağına ulaştırır. Bugün yaşadığımız sorunların içerisinde kitle çalışmasında, politik çalışmalarda ve örgütsel çalışmalarda sıradanlığın olduğunu, yaratıcı fikirlerin pek yaşam bulmadığını düşündüğümüzde motivasyonu yüksek bir bileşimin önemi açığa çıkacaktır.
Planlı yaşam, zamanımızı daha verimli geçirmemize neden olur. Hayattan aldığımız verimin artması, karamsar düşüncelerin ortadan kalkmasına, en azından önemli oranda azalmasına neden olacaktır. Sınıf mücadelesinde ileriye umutla bakma, kendimize daha fazla güvenme özelliklerine kavuşmamız yaşamdan aldığımız verimle bire bir alakalıdır.
Devrimcileşmenin sonu yok
Pratik deneyim de göstermektedir ki karamsar veya kendine güvensiz olan yoldaşların ortak özellikleri, kendiliğinden yaşam sürmeleridir. Halkımız, işleyen demir pas tutmaz der. Gerçekten de demirin işlemesi kendi niteliğini yerine getirmesiyle mümkündür. Aynı şekilde bizim de kendi niteliğimizi yerine getirmemiz, sınıf mücadelesinde daha ileri mevzilere ulaşmamız da ancak sorumluluklarımızı kavramamız, misyonumuzu bilince çıkarmamızla mümkündür. Misyonunu bilince çıkaranlar açısından yaşamın plansız geçmesi düşünülemez bile.
En önemli sorumluluğumuz yaşamımızın ve bilincimizin devrimcileşmesini süreklileştirmektir. Devrimcileşmenin sonu yoktur. Bu sadece belirli bilgilerin alınması derecesine indirilemez. Birçok konuda bilgili olmak, uzmanlık alanlarımızı belirlemek, bunları sınıf mücadelesinin ihtiyaçları açısından kullanmak bizim temel görevlerimizdendir. Kaldı ki, birçok faaliyet alanımızda birçok sorunla karşılaşıyoruz. Sorunların çözümsüz kalmasında önemli bir neden de ne yapacağımızı, sorunları nasıl çözeceğimizi bilemememizdir. Sorunlar ve çözümleri hakkında bilgili olmak ancak onlara sistemli zaman ayırmakla mümkündür.
Tüm YDG’lilerin sınıf mücadelesine karşı çeşitli düzeylerde sorumlulukları bulunmaktadır. Aynı şekilde hepimizin kendimize, ailemize, çevremize, halkımıza karşı da sorumlulukları bulunmaktadır. Bir öğrencinin gereksiz yere derslerine girmemesi, aynı şekilde derslerinde başarısız kalması büyük bir sorumsuzluktur. Derslerimizde başarılı olmak, kitle çalışması yürütmek, çevremizdeki kişilerle ilgilenmek, halkımızın yaşadığı sorunlarda çözüm gücü olmak ve zor günlerinde yanında olmak, onları örgütlemek gibi nice sorumluluklarımız vardır. Bunlardan hangisi yerine getirilmiyorsa, bir yönü eksik kalmış olacaktır. Elbette mükemmeliyetçi düşünmemek gerekiyor. Tüm bunları yerine getiremeyebiliriz. Ancak bunun tek nedeni sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarının derslerimizde başarılı olma vb nedenlerinin önüne geçtiği zamanlarda olmalı. Yoksa biraz daha fazla uyuyayım, biraz daha televizyon izleyeyim gibi nedenlerden kaynaklı olmamalı. Tüm sorumluluklarımızın yerine getirilmesi de onlara gereken zamanı ayırmakla mümkün olacaktır.
Hepimizin örgütlü mücadeleyle tanışmadan önce çok farklı ilgi alanlarımız, çok farklı özelliklerimiz bulunuyordu. Her ne kadar geçmişe göre bugün daha olumlu bir noktada bulunsak da hâlâ sınıf mücadelesini kavrayışta yaşadığımız yetersizlikten kaynaklı ilgi alanlarımız birbirimize daha fazla benzemekte, aynı şeyleri yapmaktan hoşlanan, aynı şeylere ilgili olan bir örgütlenmeye dönüşebiliyoruz. Bu da sınıf mücadelesinin çeşitli düzeydeki ihtiyaçlarına cevap olmamıza engel oluyor. Bu durumu tersine çevirmek elimizde. Yapmamız gereken, içinde ilgi alanlarımızın da bulunduğu planlar yapıp, yaşamımıza uygulamaktır. Böylelikle adım adım yeteneklerimiz gelişecektir. Örgütlenmede en temel nokta kişilerin yeteneklerine göre örgütlenmesidir. Bu da ilgi alanlarının körelmemesi sayesinde olabilecektir.
Öyleyse planlarımız neyi kapsamalıdır? Planlarımız en başta faaliyetteki hedeflerimizi yerine getirecek gerek teorik, gerekse de pratik çalışmaları belirlemeyi ve onlara uygun zaman ayırmayı kapsamalıdır. İkinci olarak; ilgi alanlarımızın tespiti ve ona uygun zamanı kapsamalıdır. Üçüncü olarak; okul vb gibi sorumluluklarımıza uygun zaman ayırmayı kapsamalıdır. Dördüncü olarak sosyal yaşantımızdaki yapmak istediklerimize uygun zaman diliminin ayrılması olarak ele alınabilir. Elbette yaşamda hiçbir şey kalıplara indirilemez. Bu yüzden burada saydıklarımızdan daha fazlası, ihtiyaç dahilinde yaşam planlarımızda yer almalıdır.
Dikkat etmemiz gereken bir nokta da mutlaka planlarımızı yazılı hale getirmemizin gerektiğidir. Yazılı hale getirmek, her şeyden önce kendimizi daha fazla motive eder, aklımızdan bir an bile çıkmasını engeller. İkinci olarak yaşamdaki sorumluluğumuz yukarıda da belirttiğimiz gibi çok fazladır. Bu sorumluluklara ayıracağımız zaman ister istemez geniş bir zaman bilimini ifade edecektir. Ayrıca yaşamdaki hiçbir şey mutlak eşitlik üzerine kurulmadığından sorumluluklarımıza ayıracağımız zaman dilimleri de esas tali ayrımına giderek birbirinden farklı zaman dilimlerini kapsayacaktır. Bunun için en basitinden hesap yapmak gerektiğinden yazılı hale getirmek gerekecektir. Üçüncü olarak da yaptığımız planları yoldaşlarımızla tartışmamız, deneyimlerinden yararlanmamız yoldaşlarımızın hata ve eksikliklere daha fazla yardımcı olmasını sağlayacaktır. Kendi hata ve eksikliklerimiz için de daha fazla yardım alırız.
Tüm bunlardan kaynaklı yaşam tarzımız planlı olmak zorundadır.
9 Kasım 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder