Nedir Yetkin Mühendislik?
1999’da Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Bologna’da bir araya gelerek yayımladığı bildiri ile başlayan ‘Bologna süreci’ne Türkiye ise 2001 yılında dahil olmuştur. Bu tarihten sonra ülkemizde Bologna süreci doğrultusunda, AB uyum yasaları adı altında eğitim ve mesleki hak gasplarına hız verilmiştir. Sözleşmeli Öğretmenlik, Ücretli Öğretmenlik, Aile Hekimliği, Yabancı Doktor Yasası, Avukatlık Yasa Tasarısı ve Yetkin ile haklarımız bir bir gasp edilmektedir.
Peki, nedir bu yetkin mühendislik? Yetkin Mühendislik; 4 sene üniversitede mühendislik eğitimi alan halk gençliğinin unvanının elinden alınması, eğitim sırasında sağlık güvencesiz ve ücretsiz yaptığı staj yetmiyormuş gibi 5 yıl daha yetkin (!) bir mühendisin yanında staj yapması, tekrar sınava girmesi, geçemediği takdirde 1 yıl daha beklemek zorunda olup bu süre içerisinde dershanelere para dökmesi demektir. Ya da bir başka deyişle yasayı ilk onaylayan ve savunucusu olan İnşaat Mühendisleri Odasının söylemiyle “Yetkin Mühendislik, “Müh.”, “Y. Müh.” gibi bir derece değildir; bir yetki veya bir üstünlük değildir. Olsa olsa bir ayrıcalıktır.”* Ancak burada sorulacak soru, ayrıcalığın bir yetki veya üstünlük olmayıp da ne olduğudur.
Bologna süreci ve AB uyum yasaları çerçevesinde 2001 yılından sonra gündeme gelen Yetkin Mühendislik tartışmalarına TMMOB çaresiz, teslimiyetçi ve pragmatist bir yaklaşımla dahil olmuştur. Var olma koşulu mühendislerin özlük haklarını korumak olan TMMOB özelde ise İnşaat Mühendisleri Odası, ‘yasa nasıl olsa çıkacak bari Yetkin Mühendis bizim dediğimiz gibi olsun’ anlayışı ile elini çabuk tutarak Yetkin İnşaat Mühendisliği Uygulama Yönetmeliğini Resmi Gazete’de** yayınlayarak 10 Eylül 2006’da yürürlüğe sokmuştur. Hatta yaklaşık bir yıl sonra 15 Ekim 2007’de 5’i Onursal olmak üzere 146 kişiye Yetkin İnşaat Mühendisi belgesi verilmiştir. Başvuru sayısı ise 245, yani başvuranların sadece % 57’si sınavı geçebilmiştir. Oysa sınavı yapan İMO sınavın kolaylığına dem vurmakta, her mühendisin kolayca geçebileceği bir sınav olduğundan bahsetmektedir. Sınavı geçemeyen mühendisler ise bir yıl daha beklemek zorundalar.
Ancak 14 Ekim 2006’da gerçekleşen ve adeta “dipten gelen dalga” olan TMMOB eyleminde 10 bin devrimci, demokrat, yurtsever mühendis, mimar ve öğrenciler eğitimde ve mesleki haklarımızda uygulanan emperyalist politikalara geçit vermeyeceklerini belirterek “Yetkin Mühendisliğe Hayır!” demişlerdir. Bu büyük eylemin ardından oluşturulan kamuoyu ile Yetkin Mühendislik Yönetmeliğinin iptali ve yürütmenin durdurulması için açılan dava ile 6 Kasım 2007’de yönetmelik durdurulmuştur.
Bu kadarına da pes doğrusu!
Yetkin İnşaat Mühendisliği Yönetmeliğine Danıştay 8. Dairesi tarafından durdurulması kararı vermesinden sonra İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç tarafından “Yetkin mühendislikle ilgili kamuoyuna zorunlu açıklama”*** başlığı ile 10.01.2007 tarihinde yapılan açıklamada değme iktisatçılara taş çıkaracak, bu kadarına da pes dedirtecek şu tespitleri yapmaktadır. “Emperyalist ülkelerin hemen hepsi kendi içlerinde ihtiyaç duydukları nitelikli mühendislik hizmetleri için yetkin mühendislik türü uygulamaları hayata sokmuşlar ancak hegemonyası altına aldıkları hiçbir ülkeye ihraç etmemişlerdir. Çünkü bir ülkenin teknik hizmetlerinin gelişmişliği emperyalist çıkarlarla çelişen bir olgudur.” *
Yetkin mühendislik kavramının Bologna süreci ile gündeme geldiğini yazımızın başında açıklamıştık. Tekrara düşmemek için yalnızca hatırlatıyoruz. Burada anlaşılması ve bilince çıkarılması gereken nokta yetkin mühendislik uygulamasının gerçekte bir yetkin(!)leşme sağlayıp sağlayamadığıdır. Ya da anti-demokratik, bilimsel olmayan, şovenist eğitimin sözüm ona yetkinlik sağlayamamasının çözümü yetkin mühendislik midir?
* : “25 soruda yetkin mühendislik”, İnşaat Mühendisleri Odası, 2005.
** : Resmi Gazete, Sayı: 26285, 10 Eylül 2006.
***: Türkiye Mühendislik Haberleri/ Sayı: 447-2008/1.
Sivas YDG
9 Kasım 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder