Bir şiddet eylemi olarak tecavüz; Pippa Bacca’nın tecavüz edilerek öldürülmesinden sonra gündemimize eskisinden daha çok girer oldu. Pippa’nın çıktığı barış yürüyüşü bu topraklarda hüsranla sonuçlandı. Kurban Avrupalı bir yabancı olduğundan burjuva medya tarafından riyakarca mahcubiyet tablosu oluşturulmaya çalışıldı. Halbuki önceki tecavüz vakalarından bildiğimiz üzere (özellikle) yabancılara tecavüz meşrudur. Yabancı demek bizden olmayan demektir kısacası. “Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığına göre”... Yani gösterilen mahcubiyetin tek nedeni Avrupa’ya rezil olmamızdır. “Yoksa yabancı kadınlar fuhuşa yatkındır. Bedeni üzerinden her türlü hesabı yapılmaya müstahaktır”.
Tüm bunları söylerken tecavüzün salt yabancı kadınlara özgü şiddet eylemi olduğunu söylemiyoruz. Böyle bir görüş ortaya atılırsa da bu görüşü çürütmek çok zor olmayacaktır. Örneğin kadın kocasının cinsel ilişkiye girme isteğini reddedince kocası tarafından dava edilir. Mahkeme kocayı haklı bulur. Ya da geçen yılbaşı kutlamalarında yaşanan tacizde tacizcilere 47 YTL’lik komik bir ceza kesilmiştir. Örneklerden de görüldüğü gibi bu ülkenin mahkemesi kadını erkeğin malı saymaktadır.
Tüm bunlara rağmen tecavüz vakaları münferit olarak değerlendirilmektedir. Bu tarz tecavüz vakaları Türkiye’ye özgü olamasa da bu vakaların Türkiye’ye özgü yanları bulunmaktadır. Tecavüzün nedenlerini tespit etmeden, sonuçları üzerinden yaklaşımları gözlemlemek sistemin karakteristiğini, sistemin kendine özgü yanlarını ortaya koyacaktır.
Toplumda yaygın olan bir inanışa göre tecavüze teşvik eden uyarıcılar önemli bir yerde durmaktadır. ‘Kadın açık seçik giyinirse tecavüze davetiye çıkarır. Geç saatlerde dışarı çıkarsa keza yine öyle. “Atalar”ımızdan alıntı yapacak olursak da “dişi köpek kuyruğunu sallamazsa erkek köpek peşinden koşmaz”. Mesleki ayrımlar gözetilerek yapılan bir araştırmada bu inanışlara sahip mesleklerin oranı tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak % 66 gibi bir oranla “herkesin güvenliğinden sorumlu polisler” başköşeyi kapmışlardır. Bu da burjuva-feodal sistemin yozluğunun açık bir göstergesidir. Örnekleri çoğaltacak olursak T. Kürdistanı’nda kirli savaş yürüten TC ordusunun eyleme saldırı duyurusunu polisler şu anonsla bildirmişlerdir: “Bacılarınızı yollayın jandarmalar geliyor”. Gözaltılarında, tutukluluk hallerinde tutsaklara yapılanlar da cabası. Maraş Katliamı’nda sokak ortasında tecavüze uğrayan genç alevi kadınlar belleklerimizde yer edinmiştir.
Böylesine bir tabloyla beraber taciz-tecavüz o kadar olağanlaşmıştır ki her 6 kadından 1’i taciz veya tecavüze maruz kalmaktadır. Tecavüzün bu kadar olağanlaştığını Pippa’nın katilinin sadece birkaç gün sonra bir akrabasının düğününde utanmazca çektiği halayları gördüğümüzde daha canlı hissetmişizdir. Taciz-tecavüzün farklı bir versiyonu olan ensest ilişkiler, çocuk istismarları bile hızlı bir şekilde yaygınlaşarak gündelik yaşamın sıradan olayları haline gelmiştir. Bu tablonun nedenleri arasında illa ki psikolojik nedenler vardır. Fakat sorunun tali yönünü teşkil etmektedir. Sorunun esas nedeni toplumsaldır. Burjuva-feodal sistemin çürümüş yoz kültürüdür.
Amed’ten bir YDG’li
5 Eylül 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder