İstanbul YDG olarak katıldığımız ve bu sene 8.si düzenlenen “Munzur Doğa ve Kültür Festivali”nde Dersim halkının coşkusuyla coşkulandık ve kitle faaliyetinin önemini daha da kavradık.
İlk gün diğer illerden gelen yoldaşlarla bir toplantı alıp çalışma ekiplerini belirleyip Partizancı arkadaşlarla birlikte gazete dağıtımına çıktık. Dağıtım sırasında Dersim halkının sorunlarına yönelik yapılan sesli ajitasyon halk tarafından ilgi gördü. Akşam statta dağıtım esnasında kenarda gözleme yapan kadınların bizim partizan şapkalarımızı görünce “domane ma” (bizim çocuklar) diyerek ayağa kalkıp bizi alkışlamaları ve konser sırasında flamalarla çim alanda dolaşırken halkın bizleri alkışlamasıyla Dersim halkının bizleri ne kadar sahiplendiğini gördük. Dersim’de halk tarafından coşkulu bir şekilde karşılanmamız festivalin diğer günlerinde daha motiveli çalışmamızı sağladı.
İkinci gün üçe ayrılan gruplardan Pertek’e giden grup şehit mezarlarının yapılmasına yardımcı oldu. Pertek merkezde kitlesel yapılan dağıtım esnasında polisin baskıları bizlere geri adım attırmadı, aksine sistemin korkularının daha da gün yüzüne çıkmasına neden oldu. Ve polisin halk üzerinde uyguladığı baskıya rağmen evlerinde gazete alamayan halk daha sonradan standımıza gelip gazetemizi aldılar. Ayrıca burada birçok gençle tanışıp sohbet etme imkânı bulduk.
Mazgirt’e giden grup ise orada çok sıcak karşılandı ve köylüler arkadaşlarımızı “biz köylülerin arasında bazı sorunlar var, siz Partizancısınız, bize bu sorunların çözümünde yardımcı olun” diye çağırdılar. Merkez’de kalan grup da PŞTA’nın kampanyası olan “bilinmeyen şehit mezarlarının bulunması ve yapılmayan mezarların yapılması” için esnafa bağış amaçlı çıkan PŞTA’lı yoldaşlara yardımcı oldu.
Üçüncü gün hep beraber Hozat’a giderken su içmek için durduğumuz yerde halay çektik. Hozat’ın Zımex (Çayırlı) köyündeki Fevzi Koç’un mezarı başında PŞTA’nın yaptığı anmaya biz de katıldık. Sonra tekrar otobüslere binip festival alanına gittik. Hozat belediye başkanının bizi konukseverce karşılamasının ardından kahvaltımızı yapıp dağıtıma çıktık. Dağıtım esnasında bazı teyzeler bizlere “nerede kaldınız, gözümüz yollarda kaldı” dediler. Anmaya gittiğimizi ve bu nedenle geç kaldığımızı söylediğimizde ise “neden bizim haberimiz olmadı, biz de gelirdik” deyip bizi tüm sıcaklıklarıyla kucakladılar.
Mahallelere dağıtıma çıktığımızda her çaldığımız kapı bizi büyük bir sıcaklık ve özlemle karşıladı. Sürekli bir şeyler ikram edip bizi evlerine davet ettiler. Bu sene daha kitlesel oluşumuz onların da hoşuna gitti ve bu memnuniyetlerini dile getirip onlara sürekli gitmemizi talep ettiler.
Akşam konser alanında da tek sıra halinde elimizdeki gazeteleri kaldırarak dağıtımlara çıkmamız kitlenin dikkatini üzerimize çekti. Ayrıca yoldaşlarla beraber çektiğimiz halaya halk da katıldı ve halay sonunda Dersim’le ilgili attığımız sloganlara coşkuyla eşlik ettiler. Düşmanın dikkatini üzerimize daha fazla yoğunlaştırmamak için flama açmadığımız konser Emekçi’nin türküleriyle son buldu.
Son gün Mersin’e köy çalışmasına gidecek yoldaşlar dışındakilerle Ovacık’taki programa katıldık. İlk olarak Cemevi’nin açılışına katılıp Gözeler’e gittik. Yine tek sıra halinde ve kitlesel bir şekilde ellerimizde gazetelerimizle dağıtıma çıktık. Burada da halkın alkışlarıyla karşılandık. Orada Dersim yerelinden genç bir kadın “Bak oğlum bunlar Partizancı, biz de Partizancıyız.” diyerek oğluna bizleri gösterdi. Akşam üzeri Ovacık Merkezdeki dağıtım esnasında 94’te köyleri yakıldığı için merkeze taşınan yaşlı bir amca ve teyze bir yoldaşımızı tutarak “Sen bizim yanımızda kal, Partizancılar bizim çocuğumuzdur, sen de bizim çocuğumuz ol.” diyerek bizleri çok sıcak karşıladılar.
Gün boyu sıcağın altında tarlada çalıştıktan sonra evlerine yorgun dönmelerine rağmen onların kapılarını çaldığımızda bizleri sıcacık bir gülümsemeyle ve dingin bir halde karşılamaları, aynı zamanda tüm yoksulluklarına rağmen bizleri evlerine davet edip ellerinde ne var ne yok sofraya koymaları bizleri çok mutlu etti.
Zamanında Dersim’de yaratılan değerlerin hâlâ korunduğunu görmek, doğru yolda olduğumuzu bizlere bir kez daha gösterdi. Ayrıca herkesin kolektif ve örgütlü bir şekilde hareket etmesinin hem faydasını kendi içimizde gördük hem de kitlelerin daha fazla sahiplenmesi açısından önemini anladık. Dersim festivalinin ardından tüm yoldaşlar alanlarına daha coşkulu ve motive olmuş bir şekilde döndüler.
İstanbul’dan bir YDG’li
17 Eylül 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder