5 Eylül 2008 Cuma

ONURSUZLUĞU DAYATAN BİR UYGULAMA: BAŞLIK PARASI

Gelişmiş ülkelerin kırsal bölgelerinde bile çeşitli biçimlere bürünse de görebileceğimiz, bizim “başlık parası” diye adlandırdığımız uygulama, Türkiye’de uygulanış şekli farklılık gösterse de daha yoğun olarak kendini gösteriyor. Başlık parası ile ya da ‘berdel’ türünde evlenme geleneksel ataerkil anlayışın bir uygulanışı şeklinde ortaya çıkıyor. Türkiye’de başlık parası, geleneksel oluşu, bekâretin korunması, kızın giderlerinin karşılanması, velayet hakkının devri, işgücü kaybının telafisi gibi benzer nedenlerle alınıyor. Bazı antropologlar, başlık parasının, “evlilikte istikrarı sağladığını, mevcut toplumsal tabakalaşma sistemini koruduğunu, kadına güvence sağladığını, sıkıntılı zamanlarda aileyi kurtardığını, çok eşliliği önlediğini” düşünüyor.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün Sağlık Bakanlığı ve Macro International INC’nin 15–49 yaş grubunda en az bir kez evlenmiş 6519 kadın nüfusun verileri kullanılarak ortaklaşa yaptığı çalışma sonuçları, kırsal kökenli kadınların yaklaşık yüzde 78’ine evlenmek için başlık parası ödendiğini ortaya koyuyor. Tarıma dayalı kırsal kesimde, kadın emeği önemli bir üretim aracı olma durumunu korurken kadının işgücünden dolaylı maddi gelir anlamında başlık parası varlığını koruyor. Batıda başlık parası uygulaması yüzde 15 iken, T. Kürdistanı’nda % 60 oranına yükseliyor. Başlık parası verilmeyen kadınların yüzde 43’ü “kadın hak ettiyse kocası dövebilir” derken, başlık parası verilen kadınların yüzde 67’si “dövebilir” diye düşünüyor.
Kimileri bu uygulamanın sebebini çeşitli şekilde güvence, telafi olarak yorumlasa da bu durum aslında ataerkil sistem anlayışının kadını istismarına dayanmakta olup ülkemizde var olan yarı-feodal yapı tarafından şekillendirilmektedir.
Sınıfların oluşumuyla aynı paralellikte gelişen, kadının köleleşmesini toplumsal konumu itibariyle beraberinde getiren çeşitli uygulamalar ve kurallar bütünü ortaya çıkmıştır. Kadın her anlamda hizmet için var olmaya başlamış, soyun devamı ve bakımı için “gerekli” hale gelmiştir.
Başlık parası kölelik dönemindeki “köle pazarları”ndan gelmektedir. Bu gereklilikten dolayı aile kutsallaşmış ve aynı zamanda kadının ekonomik olanakları ya elinden alınmış ya da engellenmiş. İşte kadının ekonomik güvencesizliğine alternatif olarak da kadını bir metaya indirgeyen, bizim bugün “başlık parası” uygulaması olarak adlandırdığımız uygulamalar, çeşitli isimler ve çeşitli yöntemler aracılığıyla yaşama geçmiştir. Kölelik döneminde bu durum köle olan kadın ve erkek için geçerli iken daha sonra bu düzen aile içine yerleşmiştir. Baba evde söz sahibi olan tek kişi olmuştur. Çocukları üzerinde her türlü tasarruf hakkına sahip olan babanın kızını “verme” karşılığında beli bir miktar mal alması zamanla gelenek halini almıştır.
Kadını ekonomik bir metaya indirgeyen başlık parası geleneği, genelde kadının
üretime katkısının yüksek, ama evlilik konusundaki özerkliğinin kısıtlı olduğu
toplumlarda görülmektedir.

ÇEŞİTLİ İSTATİSTİKLER
Başlık parasını doğru bir uygulama olarak gören az sayıda evli kadının yarıdan fazlası ekonomik nedenlerle, % 16,9’u “kadının değerini gösterdiği” için, % 13,4’ü bir töre olduğu için, % 5,5.’i ise babasının hakkı olarak gördüğü için böyle düşündüklerini söylemiştir. Başlık parasını doğru bir uygulama olarak gören kadınların kimi,“başlık parası kadına çeyiz almak için gereklidir” ya da “kadının tek güvencesidir” gibi nedenlerle başlık parasının kendilerine getirdiği ekonomik faydayı belirtirken, daha çok sayıda kadın, başlık parasının kendilerine değil, ailelerine getirdiği faydadan söz etmişlerdir. “Ailenin kız çocuğunu yetiştirmesine karşılık alınmalıdır”, “kızın ailesi zordaysa başlık parası onlara yardımcı olabilir”, “başlık parası erkek kardeşimin çocuklarını yetiştirmesinde faydalı oldu” gibi.
Bu uygulama biraz önce de belirttiğimiz gibi çeşitli biçimlere bürünerek de karşımıza çıkabiliyor. Toplumda berdel olarak bilinen diğer bir uygulama, yine kadının alınıp satılabilmesinden doğuyor. Burada değişen sadece kendi kızına karşılık başka birinin kızını almasıdır. İşin içine para karıştırmadan, berdelin yapılacağı diğer aileyle güvenceli anlaşmalarla yapılan bir değişim halini almaktadır.

BAŞLIK PARASI İŞÇİLERİ
Başlık parasının uygulandığı yerlerde, kadının yaşadığı sömürü erkekleri de oldukça etkiliyor. Birçok erkek, sevdiğini alabilmek için (ki çoğu zaman ailenin uygun gördüğü biri oluyor evleneceği kadın) başlık parası kazanmanın yollarını bulmak zorunda kalıyor. Hatta T. Kürdistan’ında bu durum 8 yaşındaki erkek çocuklarını bile vuruyor. Sırf bu uygulama yüzünden her yıl hasat zamanı kamyonların arkasındaki eziyetli yolculukla Çukurova'ya götürülen çocuk işçiler, sadece ailelerin geçim kaynağını değil, evliliğin ilk adımına giden yolu da açmaya çalışıyor. Günlük 10 YTL yevmiye ile kavurucu sıcağın altında çalışmak zorunda kalıyor. Kız kardeşleri olmayan erkek çocukların durumu daha da vahimleşiyor. Bu çocukların tarlada başlık parası temin etme çabası, ailenin isteği ile 7-8 yaşlarında başlıyor.
İsmi açıklanmamış bir örnek olan H.T., 10 yaşında ama her yıl Urfa’dan Adana’ya tarlalarda çalışmak için gidiyor. Amacı ailesine yardım değil, başlık parası toplamak. Şimdiden 10 bin YTL toplayan H.T., “Evlilik çağıma 2-3 yıl kaldı. Biraz daha para biriktirdikten sonra evleneceğim. Bizim oralarda 13-14 yaşlarında evlenmek âdetten’’ dedi. Tabii ki H.T. tek değil.
Kimileri kadına verdiği “yüce” değerin göstergesi olarak ele alsa da meseleyi, hayatın hemen hiçbir aşamasında fikri sorulmayan kadınların yaşamının en önemli parçalarında oradan oraya savrulmaktadırlar. Bu sömürüyü yapanlar sadece kadınları değil erkeklerle beraber tüm toplumu sömürmekte, yozlaşmaya sürüklemektedirler. Çelişkileri gün geçtikçe yoğunlaşan kadınlar ise, kurtuluş mücadelelerine adım adım yaklaştıkça egemenlerin sonunu hazırlamakta, yok oluşlarını hızlandırmaktadırlar.

Hiç yorum yok: