Bizler, Gemlik YDG okurları olarak yaşadığımız yereldeki eğitimle ilgili gözlemlerimizi siz YDG okurlarıyla paylaşmak istiyoruz. Öncelikle Gemlik’te aktif olarak eğitim veren birçok okulun, yıllardır süre gelen ve ülkemizde uygulanan çarpık eğitim sisteminden kopuk olmadığını çıplak gözle net olarak görmekteyiz. Yerelimizdeki ilk ve orta öğretimdeki okulların fiziki durumunun yetersizliği, eğitim veren öğretmenlerin büyük bir kısmının yetersiz ve bilinçsiz olması, okullardaki idari yönetici düzeyinde inisiyatif sahibi olan kişilerin görevlerini ve yaptırım gücünü kendi keyfine göre uyarlaması ve bazı dayatmalarla öğrencilerin üzerinde baskı unsuru oluşturması bu sistemin bir parçası olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu tarz yaptırımların yerelimizdeki örnekleri çok olsa da en çarpıcı örneği olarak Gemlik Lisesi’ni örnek verebiliriz. Bugüne kadar öğrenciler üzerinde baskı oluşturması ile gündeme gelen Gemlik Lisesi yöneticilerinin okul öğrencilerinin eğitimine katkıları olmadığı gibi öğrencilerin eğitim hayatını olumsuz etkilemeleri birçok öğrenci arkadaşımızda olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. (öğrencilere uygulanan şiddet, zorla bağış adı altında alınan katkı payı ve öğrencilerin katkı paylarını vermedikleri taktirde karnelerinin verilmeyeceği, verilse de kesinlikle mezun olduklarında diplomalarını alamayacakları tarzında tehditkar söylemleri ve birçok buna benzer usulsüzce cezalarla öğrencilerin gözlerini korkutuluyor. Ayrıca okula geç kalan öğrencilere zorla okul bahçesindeki çöpleri toplatmaları ve diğer öğrencilere karşı rencide edecek söylemlerde bulunmaları her şeyi bir kez daha çıplak gözle ortaya koymaktadır.)
Okulları ticarethane ve öğrencileri de müşteri olarak gören bu çarpık eğitim sisteminin karşısında artık birlik ve dayanışma içerisinde örgütlenerek mücadele etmenin adını koymalıyız. Bizler bu çarpık eğitim sistemi karşısında boyun eğmeyerek bilinçli bir şekilde örgütlenmeyi başardığımız taktirde bu sistemin yıkılıp viran olacağı gibi eğitimde de bir devrim yaratmış olacağız. Eğitim sisteminin sadece paraya dayandırılarak ülke genelinde yoksul öğrencilerin önünün kesilmesi bizlere bu sistemin hiç de eşit olmadığının bir kanıtıdır. Bugün ülke yönetiminde sermayenin baş temsilcisi olan Başbakan Recep Tayip Erdoğan halka seslenişinde “Biz iktidar olarak öğretim gören yoksul öğrencilere maddi olarak destek sunuyoruz.” dediğinde ve “orta öğretimde yoksul erkek öğrencilere 35 TL yoksul kız öğrencilere 45 TL maddi destek veriyoruz.” diye örneklendirdiği konuşmalar basında günlerce yer alıyor. Ama gelin görün ki bu açıklamayı yapan sanki bu ülkenin başbakanı değilmiş gibi okullarda öğrenciler bağış adı altında zorunlu katkı payı dayatması ve de tehditkar söylemlerle sürekli yüz yüze gelmekte.
Arkadaşlar biz YDG okurları olarak yaşadığımız yereldeki bu tarz gelişmeleri çevremizdeki arkadaşlarla paylaşarak bilinçli bir örgütlülüğün öncülüğünü yapmalıyız. Bizler birlik ve beraberlik içinde bu gelişmelere kayıtsız kalmayarak eğitimdeki bu çarpıklığı yerelimizde kamuoyuna taşıyarak sıkıntılarımızı dile getirmeliyiz. Bu örgütlülüğü yerelimizde sağlamayı başarabilirsek bunun çığ gibi büyüyeceğini ve ülkenin her yerine yayılan bir zincirin halkası olacağımıza eminiz.
“DEVRİMCİ GENÇLİK HAREKETİ İÇİN BİR ADIM İLERİ!” şiarı ile KAYPAKKAYA güzergâhında yolumuza devam etmek dileği ile…
Gemlik YDG
26 Nisan 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder